nazi-ufoNazi Almanyasının gizli geçmişi, II. Dünya Savaşı’nın 1945 yılında bitiminden ve Nazi İktidarının çöküşünün üzerinden yarım asırdan fazla bir süre geçmesine rağmen, halen bir çok tarihçi, araştırmacı, yazar ve özellikle komplo teorisyeni’nin ilgisini yoğun şekilde çekmeye devam etmekte. Bunun başlıca sebebi elbette, Nazi iktidarının hüküm sürdüğü 1933 – 1945 yılları arasında, anavatanda ve sonrasında işgal edilen topraklarda, insanlığın o zaman kadar görmediği kanlı savaşların ve soykırımların yaşanmasıdır. Sırf bir ırka ve dine mensup oldukları için milyonlarca insan dünyanın bir çok bölgesinde, özelliklede dönemin entellektüel merkezi olan Avrupanın göbeğinde, vahşice öldürülmüştür.
Diğer yandan o dönemdeki Nazi Almanyası hakkında özellikle bir çoklarını araştırmaya iten bazı konular vardır ki çoğu fantazi gibi gözüksede, aklımızda acaba şeklinde soru işaretleri yaratmaktadır. Aslında o kadar çok başlık varki örneğin; Ari Irk/Üstün İnsan Yaratma Deneyleri, Ses Üstü Jet Uçakları, Thule Tarikatı, Atom Bombası Çalışmaları (özellikle son dönemdeki araştırmalar Almanların atom bombası yapımına oldukça yaklaşmış olduklarını kanıtlamaktadır), bu ilgi çekici konulardan sadece bir kaçı. Fakat hiçbiri elbette Naziler ve UFO bağlantıları kadar ilgi çekici değildir. Bugün Nazi Uçan Daireleri şeklinde bir başlık araştırdığınızda karşınıza sayız internet sitesi, kitap, anı, yorum, belge ve tabiki bir çok komplo teorisi çıkacaktır. Bunları destekleyen, çok gizli iddası taşıyan Müttefik Askeri Birlik Raporları, birebir  Nazi Ufo’ları ile karşılaşmış savaş pilotu anıları,  Nazilere ait olduğu idda edilen UFO fotoğrafları, illüstrasyonlar, hatta gemilerin ayrıntılı planları. Fakat konuyu merak edenler için bunlar dışında ne yazık ki, kesin ve doğrulanmış bir kaynağa ulaşmak mümkün değil.
v2Anlatılanlara göre Naziler teknolojik olanakları ile yada ezoterik bir takım yöntemler sayesinde (Thule Tarikatının gizli yöntemleri ile sözde diğer galaksilerdeki gelişmiş uygarlıklarla iletişime geçerek)  UFO teknolojisine sahip olmuşlar ve serbest enerji ile çalışan, yerçekimini çok az bir enerji ile yenen uçan diskler üretmeyi başarabilmişler. İşin Thule Tarikatı gibi ezoterik öğretiler ve okült dini kısmını geçersek, insanların Nazi-UFO ilişkisine kafa yormalarının en büyük sebebi, gerçektende teknolojik olarak bunu başarmış olabileceklerine inanıyor olduklarından kaynaklanıyor. Çünkü o dönem açısından Almanya, özellikle savaş yıllarında teknolojik olarak bazı alanlarda dünyanın geri kalanından oldukça ileri olduğu söylenebilir. Almanlar tarafından tasarlanan jet motorları, bu teknolojiyle çalışan Jet savaş uçakları, İngilterede büyük hasara sebep olan V1-V2 konvansiyonel füzeleri (bu füzlerin ele geçirilen planları ve yaratıcıları alman bilim adamları, daha sonra Amerikan ve Rus uzay programlarının başlamasında önemli rol oynar), savaşta hizmete giremeyen ama çok ileri yeni nesil U-Bot’lar, hayata geçirilmiş yada planlama düzeyinde kalmış bilinen yüzlerce sıradışı tasarım(özellikle uçaklar), varoldukları dönem hatta bugün için bile devrim niteliği taşımaktaydı. Bu gibi sebeplerden dolayı birçokları önceden de belirttiğim gibi Nazilerin Uçan Daireler ürettiklerini ve bunları kullandıklarını düşünüyor.
Hikaye tabiiki burada bitmiyor. Rivayete göre, Nazi yönetim kadrosu ve bilim adamları ile birlite imparatorluğun devamını sürdürecek sayıda genç erkek ve kadın, Avrupadaki iktidarın çöküşüne ve Berlin’in düşmesine yakın (bu grubun içerisinde Hitler’de mevcut), daha önceden Güney Kutup Dairesinde inşaa edilen, Almanca adı ‘’Neurschwabenland’’ (New Swabia) denilen üsse yerleştiler. Gerçektende 1939 yılından itibaren Almanların bu bölgede keşif çalışmaları yaptığı biliniyor. Bununla yetinmeyen Naziler, takip eden senelerde Ay’ın karanlık yüzünde ve yakın komşumuz olan Mars gezegeninde çeşitli koloniler kurdular ve yıkılan III.Reich yerine IV. Recih’ı çoktan kurdular. Hatta komplo teorisyenlerine göre, 1946 yılında Amerikalıların Antartikada gerçekleştirdikleri High Jump (Yüksek Atlayış) adlı operasyonda aslında bu bölgedeki Nazi egemenliğini sonlandırmaya yönelikti. Amerika Birleşik Devletleri Ordusu tarafından, 1946 yılının Ağustos ayında başlayan operasyon, 1947  Şubatında son bulmuştur. 4700 askeri personel, 13 gemi ve çok sayıda uçağın katıldığı ‘’ High Jump’’ operasyonu hakkında resmi makamların yaptığı açıklama, personelin kutup şartlarında eğitimi, yeni üstler keşfedilmesi ve Antartika’dan gelebilecek olası tehlikelere karşı güvenliğin sağlaması şeklinde olmuştur. Fakat operasyonun büyüklüğü ve dünyanın bu uç bölgesinde, hatta o dönem için oldukça gereksiz (Ruslar henüz Amerikalıları korkutacak kadar ilerlememişlerdi) olması akıllara bu türden komplo teorilerini getirmiş olmalı. Ayrıca İç dünya ve yer altı imparatorluğu başkenti gizli şehir Agarta hakkındaki öykülerden şimdilik bahsetmiyorum çünkü başlarsak anlatmak istediğim noktaya asla gelemeyeceğim.

iron-sky-logoİşte tam bu aralar, Finlandiyalı bir grup yapımcı ve yönetmen, bu konuyla ilgili bir film hazırlıyorlar. ‘’Iron Sky’’ yani ‘’Demir Gökyüzü’’ adındaki film tüm yukarıda bahsedilen komplo teorilerine bir gönderme niteliğinde. Hikaye şöye; II. Dünya Savaşının sonlarına doğru Hans Kammeler adındaki bir SS bilim adamı, anti-yer çekimi teknolojisinde büyük bir buluş gerçekleştirir ve Almanların Uçan Diskler üretebilmesinin kapılarını açar. 1945’in sonlarında doğru, anavatandan ayrılan Nazi önderleri, bilim adamları, askeri ve diğer personel, Uçan Disklerle Antartikadaki gizli üst’ten ayrılarak, ay’ın karanlık yüzünde bulunan, ‘’Schwarze Sonne’’ (Karanlık Güneş) ismindeki bölgeye yerleşirler ve orada yaşamaya başlarlar. Taki gün gelip, dünyayı tekrar ele geçirmeye yetecek güce ulaşıncaya kadar. Ve yıl 2018 bilin bakalım neler oluyor? Gökyüzünde binlerce uçan daire, hemde üzerlerinde gamalı haçları ile birlikte. Filmin yapımcıları önceden ‘’Star Wreck’’ adında, internet üzerinde yayınlanan bir bilimkurgu film projesinin yaratıcıları. Şu aralar ön yapım aşaması tamamlanmakta olan filmin tanıtımına yönelik oldukça kaliteli, 3 boyulu bir teaser hazırlanmış bile. Hatta Neil Armstrong’un ay yüzeyine adım attığı sırada, hepimizin yakından bildiği ‘’Benim için küçük, ama insanlık için büyük bir adım’’ sözünün, Nazi selamı veren bir SS astronotu tarafından almanca söylendiği ve Nazi bayrağının dalgalandığı bir sahne var ki gerçekten ilginç.

İngilizce çekilecek olan film, dünyanın bir çok ülkesinde oldukça ilgi uyandıracağa benziyor. Daha önceden de gerek  Hellboy gibi çizgi romanlarda ve gerekse bazı bilgisayar oyunlarında bu konuya doğrudan yada dolaylı göndermeler yapılacak şekilde işlenmişti. Fakat ilk defa Nazi-UFO ilişkisi bir filmin senaryosunda tam olarak ele alanıyor. Başta dediğim gibi II.Dünya Savaşı her nekadar insanlık için kara bir sayfa olsada, o dönemden kalan bir çok hatıra halen merakımızı cezbetmeye devam ediyor. Ne diyelim, filmi bilmem ama umarım son yıllardaki UFO söylentilerinin arkasında Naziler filan çıkmaz, ben şahsen kısa boylu ve çirkin uzaylıları tercih ederim…