sun-binSun Tzu kadar bilinmemesi ve popüler olmamasına rağmen bazı otoriteler Sun Bin’i ondan sonra Çin’de yaşamış en büyük askeri stratej olarak nitelendiriyorlar. Uzunca seneler “Sun Bin” ismi Çin tarihinde bir efsane olarak anıldı. Özellikle Çin tarihinin en kanlı ve karışık dönemlerinden biri olan “Savaşan Devletler Döneminde” (M.Ö. 475-221) yaşamış büyük bir komutan olduğu ve “Savaş Sanatı” isminde bir kitap yazdığı bilinmekteydi fakat Han Hanedanlığın’dan sonra bu eser ortadan kaybolmuştu. Birçokları onun büyük usta Sun Tzu, yazıldığı idda edilen eserinde aslında Sun Tzu’nun Savaş Sanatı olduğunu düşündü taa ki 1972 yılına kadar. 1972’nin Nisan ayında Shandong bölgesindeki Yingue Dağı’nda bulunan eski Batı Han Hanedanlığına (M.Ö. 206 – M.S. 25) ait mezarlıklarda, binlerce senelik bambu tabletler bulundu.

İncelemeler sonunda bu tabletlerin aslında uzun senelerdir efsane olan Sun Bin’in yazmış olduğu “Savaş Sanatı” (Sun Bing Bin Fa) adlı eseri olduğu ortaya çıktı. Bu keşif önceden efsanelerde ve Çin Savaş Hileleri Strategem’lerde de (2 nolu Strategem-Zhao’yu Kurtarmak İçin Wei’yi Kuşatmak) adı geçen büyük komutan Sun Bin’in gerçekten yaşamış olduğunu kanıtladı. Birçok tarihçi Sun Bin’i, Sun Tzu’nun soyundan geldiğine inanmaktadır.Özellikle Sun Bin’in Savaş Sanatı, bazı noktalarda Sun Tzu’nun Savaş Sanatı eserinden farklılıklar gösterse bile, önemli ölçüde ustanın düşüncelerinden etkilendiği, yer yer sözlerine göndermeler yaptığı görülmektedir.

Doğum tarihi bilinmemekle beraber ölüm tarihi M.Ö. 316 civarındadır. Küçük yaşlardan itibaren Sun Bin’in askeri ve strateji alanındaki dehası çevresi tarafından farkedilmeye başlanır. Söylentilere göre yaşının çok küçük olmasına rağmen Sun Tzu’nun “Savaş Sanatı” ezbere okur. Fakat bu alandaki yeteneği yakın arkadaşı ve beraber aynı eğitimleri aldığı Pang Juan tarafından devamlı olarak kıskanılır. Kader Sun Bin için ağlarını örmeye başlamıştır bile. Bir süre sonra Wei Krallığı’nın önemli generallerinden biri olan Pang Juan, kendisinden yetenekli olduğu için kıskandığı en yakın arkadaşını hayin ilan eder ve diz kapaklarını parçalatıp sakat bırakarak askeri alanda önemki bir görev almasını olanaksız hale getirir. Öte yandan Sun Bin, yakın arkadaşı ve düşmanı Pang Juan’ın tahmini’nin aksine Qi Krallığının elçisi ile tanışır ve yetneklerinin farkına varılır.

Sakat olmasına rağmen elçi tarafından gizlice kaçırılan Sun Bin, Qi Krallığı’nın generali Tian Ji ile tanışır ve dost olur. Askeri konudaki yeteneği ve stratejik dehası onu aynı zamanda Qi Kralı tarafından da sayngı duyulan ve askeri konularda danışılan biri haline getirir. Zhao Krallığı, Wei Krallığı tarafından saldırıya uğrayıp, yardım talep ettiğinde Qi Kralı Sun Bin’in general olmasını talep eder ama o sakatlığından dolayı arkadaşı Tian Ji’nin general olmasını bunun yanısıra planlama işini üstlenmek istediğini söyler.

ain-askerleriTian Ji, Zhao Krallığını kurtamak için büyük bir güce sahip olan Wei ordusuna doğrudan saldırmak ister fakat Sun Bin buna karşı çıkar. Sun Tzu’nun da üzerinde durduğu “Doluluk ve Boşluk” yani askeri terimde “Sıklet Merkezi Prensibi” ni uygulayarak, gücün yoğun olduğu yere değil tam tersine az olduğu yere saldırmayı seçer. Sun Bin şunları söyler “Bir düğümü çözmek istiyorsanız, onu güç kullanarak parçalayamazsınız. Kuşatmayı sona erdirmek istiyorsanız, en iyisi, düşmanın yoğun olarak bunlunduğu yerden, yani dolu olandan sakınmalı ve onun yerine düşman tarafından kendi haline terkedilen yeri, yani boşluğu vurmalısınız. Wei devletinin tüm seçkin birlikleri şu anda Zhao devleri topraklarında. Bu yüzden Wei devletinin en önemli kenti Dailiang’a saldırmayı öneriyorum. Wei ordusu Zhao’daki kuşatmayı derhal kaldıracak ve kendi ülkesini kurtarmak üzere Wei’ye tez elden geri dönecektir.”

Gerçektende saldırgan Wei Krallığı’nın tüm gücü topraklarının dışındadır, şehirlerinde ise yaşlılar ve zayıflardan başka kimse kalmamıştır. Tian Ji, Sun Bin’in tavsiyesine uyar ve Qi ordusunun Diliang şehri üzerine yürüyüşe geçtiği haberleri etrafa yayılır. Bunu duyan Wei birlikleri kuşatmayı derhal kaldırıp hızla kendi şehirlerini kurtaramaya giderler. Fakat Qi birlikleri onlara yolda pusu kurmuş ve sakin bir şekilde tuzağa düşmelerini beklemektedir. Bugünkü Shandong eyaleti topraklarında düşmanını bekleyen Qi ordusu, hızlı bir şekilde ve yorgun halde eve dönmekte olan Wei ordusunu büyük bir yenilgiye uğratır. Bu büyük başarının ardındaki stratejik deha Çin askeri tarihinde derin izler bırakır, öyleki ünlü Çin Savaş Hileleri Strategemalar da 2 Numaralı Strategemin ismi “Zhao’yu Kurtarmak İçin Wei’yi Kuşatmak” olur ve bu stratejiyi ele alır. Fakat Sun Bin’in ustanın yeteneği bu kadar değildir. Daha sonra eski dostu ve en büyük düşmanı, Wei Krallığının generali Pang Juan, Qi ordusunu yenmek için harekete geçer. Wei ordusu’nun komutanı gene Tian Ji ve en büyük danışmanı Sun Bin’dir.

Wei ordusunun askeri gücünün fazla olması nedeniyle Sun Bin savaşatan kaçınır ve geri çekilip düşmanının onu takip etmesini sağlar. Bu sırada ordunun malzemelerinin bir kısmını yolda bırakarak, düşmanda kendi ordusunda büyük kayıplar ve firarlar olduğu izlenimi yaratır. Pang Juan kaçan Qi ordusnun gücünün azaldığına inandığı için ordunun belkimiğini oluşturan piyade birliklerini geride bırakır ve sadece süvari birlikleriyle hızlı takibe devam eder. Oysa ki Qi ordusunda herhangi bir kaybı yoktur ve düşmanın gelmesini sakin bir şekilde beklemektedir. Önceden olduğu gibi yorgun Wei birlikleri, Qi ordusunun tuzağına düşer, ordu yenilir, general Pang Juan intahar eder.

rommelBenzer bir taktiği II. Dünya Savaşın’da Afrika cephesinde savaşan efsanevi Alman generali Erwin Rommel, kendinden sayıca kat kat üstün İngilizleri yenmekte kullanmıştır.Devamlı olarak geri çekilmiş, İngilizleri kendilerinden kaçtığına ikna etmiştir. Rommel birliklerini arkalarını mayın tarlalarına verecek şekilde, sanki hiç kaçış yolları yokmuş şeklinde konuşlandırır ve çaresizmiş izlenimi verir. Oysa inanılmaz bir savunma hattı, efsanevi 88’likler ve Panzer birlikleri, yaklaşan kibirli İngiliz güçlerini mahvetmek için beklemektedir. Nitekim sonunda İngilizler neye uğradıklarını şaşırıp, inanılmaz kayıplar verirler. Rommel önce düşmanının kılıcını köreltmiş kalkanıyla köreltmiş, sonra saldırıya geçmiştir.

Sun Bin’in Savaş Sanatı (Sun Bin Bing Fa), 16 bölümden oluşmaktadır fakat kitabın bazı bölümleri tamamlanmadığı gibi bazı bölümleride eksiktir. Buna rağmen eser oldukça açıklayıcı bir şekilde savaş üzerine stratejik öğütler vermektedir. Öte yandan Sun Tzu gibi Sun Bin savaştan mükünkü olduğunca kaçınmayı söyler. “İçi savaşma şehvetiyle dolu olanlar devleti mahveder. Zafere susayanlar, büyük utançların ve kepazeliklerin yaşanmasına neden olur. Savaş istenmez, zafer arzulanmaz.” yada “En önemli askeri ilke, savaştan nefret etmektir.” sözleri savaş konusundaki görüşlerini açıklamaktadır. Savaş Sanatı ve strateji üzerine Sun Bin şunları söyler “Savaş sanatından anlayanlar, güçlü ve sayıca üstün düşman birliklerini dağıtabilir, onları saldırıya uğradıklarında birbirlerine yardım edemeyecek duruma getirebilir. Düşman birlikleri üstün ve erzakları yeterli olabilir am yetenekli komutan onlarda askeri güçlerinin az, erzaklarının yetersiz olduğu hissini uyandırabilir, halk desteği arkalarındaysa, bunun kaybolmasını sağlayabilir.” der.

Hile kullanımı zafere giden yolda Sun Bin için oldukça önemlidir, bu sebeple düşmanı şaşırtmak için düzensiz biçimlenen formasyonlara sahip olmak, kaçarmış gibi geri çekilmek ve kasten bazı eşyaları geride bırakmak bu anlamda kullanılan hilelerden bazılarıdır. Sun Bin özellikle askeri formasyonları, muharebe düzenlerini, arazi ve hava koşullarını detaylı olarak incelerken diğer yandan değişik düşman birlikleri ve arazi şekilleri karşısında izlenecek yöntemleri de ayrıntılı ve açık bir şekilde anlatmaktadır. Komutanların erdemleri, kusurları ve yenilme nedenleri gibi özelliklerini ele aldığı bölümde aslında tüm insanların hayatta başarı yada başarısızlık nedenleri üzerinde durmaktadır.

ain-savaayaasaÖngörüye sahip olan, planlama ve empati yeteneği gelişmiş, askerlerine (ast’larına) karşı iyi niyetli ve adil komutanların zaferi tadabileceği gibi, burnu büyük ve kibirli, para ve şöhret peşinde koşan, cesaretsiz ve hantal davranan, disiplinsiz, gaddar ve kişisel çıkarlar peşinde olanların mutlak yenilgiye mahkum olacaklarını söyler. Daha derin ve evrensel düşünüldüğünde tüm bu sayılan özellikler aslında yukarıda belirttiğim gibi insanın yaşamında başarılarının ve başarısızlıklarının asıl nedenlerini işaret etmektedir. Sun Bin’in düşüncelerinin Sun Tzu gibi ölümsüz ve günümüzde halen geçerli oluşunun sebebi içerdiği evrensel değerlerden kaynaklanmaktadır. Son olarak Sun Bin’in askeri alan dışında aslında her bireyin hayatta karşısına çıkan engeller ile nasıl mücadele etmesi geretktiğini ve başarının sadece maddi etkenlere/sahip olmaya dayanmadığı belirttiği şu sözleri ile yazıma son vermek isityorum.

Sun Bin şöyle demektedir; “ Sadece çok sayıda birliğe sahip olunarak zafer kazanılabilir mi? Eğer bu sorunun yanıtı evet olsaydı, yapılması gereken, savaşa götürülecek birliklerin hesaplanmasından ibaret olurdu. Sadece zengin olunlarak zafer kazanılabilir mi? Eğer bu sorunun yanıtı evet olsaydı, yapılması gereken sadece eldeki hububatın ölçülmesinden ibaret olurdu. Sadece iyi donanıma sahip olunarak zafer kazanılabilir mi? Eğer sorunun yanıtı evet olsaydı, zafer kolaylıkla öngörülebilirdi. Bu yüzden zengin bir ülke kayıtsız şartsız güvende değildir ve yoksul bir ülke kayıtsız şartsız tehlikede değildir.”

Sun Bin’in yukarıda belirttiği gibi maddi yönden sayısal üstünlük ve zenginlik sizi asla üstün kılmaz, başkalarından aşağı olmanızı sağlamaz, önemli olan hayatın hangi alanında olursa olsun şartları doğru şekilde değerlendirebilmek, kendini ve karşındakini iyi bilmektir. İşte bütün mesele bu… (Kaynak: Kayıp Savaş Sanatı, Sun Bin/KırmızıKedi Yayınevi, Savaş Hileleri Strategemler, Anahtar Kitaplar)